Benim  ‘  Ölüme  Yakın Deneyim  ‘  olarak  adlandırılan  hikayem  2007  yılında  gerçekleşti.  Hiç  unutmam  Nisan  ayının  11 . günüydü.  Antalya ‘ da  üniv.  3  sınıftaydım.   Sabah  erkenden  kalkmış , bütün  gece  ders  çalışmaktan   şişmiş  gözlerimi  açmaya  çalışıyordum. Dersim  saat  10 gibi  başlayacaktı,  bende  akşam  yemeğimi  şimdiden  yaparsam  iyi  olur  diye  düşündüm  ve  yemek  pişerken  oğlumun  kahvaltısını  hazırlayıp  evden  çıktım. Akşam  üstü  eve  döndüğümde  yorgun  ve  açtım.  Birşeyler  atıştırdıktan  sonra  kanapeye  uzanma  ihtiyacı  hissettim  ancak  başımın  döndüğünü  de  farkettim .  Ben  dinlenmek  için  uzandığımda  oğlum  durumu  fark edip iyi  olup  olmadığımı ,  rengimin  bembeyaz  olduğunu  söyledi.  Ben  ise  o   arada  sol  kolumun  uyuşarak  parmaklarıma  kadar  hissizleştiğini  fark ettim.  Oğluma  kendimi  iyi  hissetmediğimi  yardım  çağırması  gerektiğini  zar  zor  söyleyebildim. Evde  oğlumla  yalnız  olduğumuz  için  bir  yandan da  korkmuştum.   Bir  an  kendimi  kaybettiğimi  hatırlıyorum  tekrar  gözümü  açtığımda  hastahanede  müşahade  odasındaydım.  Oğlum  o  küçücük  haliyle  evimizin  köşesindeki  taksi   durağına  gitmiş  ve  yardım  getirmiş.  Neyse  ben  müşahade  odasında  yatarken  doktorlar  ve  hemşireler  bir  yandan  koşuştururken  bir  yandanda  ‘  yazık  çok  gençmiş , oğlu  da  kapının  dışında  ağlıyor  yazık ‘  dediklerini  duydum.  Bir  an  içimin  parçalandığını  ve  bir  damla  gözyaşımın  sağ  yanağıma  döküldüğünü  hissettim  ancak  ne  gözlerimi  açabiliyordum  ne  de  konuşabiliyordum.  Sonra  birden  istem  dışı  dudaklarını  aralandığını  ve  büyük  bir  nefesin  ağzımdan  dışarı  çıktığını  algıladım.  Sonrası  benim  için  yaşanabilecek  çok  büyük  bir  tecrübe  idi.  Çünkü  artık  tüy  gibi  hafif  ve  mutluydum ,  tarifi  imkansız  bir  huzur  içindeydim.  Derken  bu  huzur  içerisinde  kendimi  masada , üzerime  bağlı  birçok  elektrotla  çırılçıplak  yatarken  gördüm.  Üstelik  dizlerime  kadar  morarmıştım ,  hemşire  ise  morgun  hazır  olduğunu  söylüyordu. Ben  ise  olan  biteni  film  seyreder  gibi  seyrediyor  ancak  anlam  veremiyordum. Ben  mutluydum , dünyaya  ait  hiç bir  kaygı , dert , ağrı  hiç bir şey  hissetmiyor , göremediğim  ama  duyduğum  sese  doğru  çekiliyordum.  Geçmiş , gelecek , şu an  hepsi  birdi  ve  ben  zamansız  bu  yerden  memnundum.  Dünyadaki  renklere  benzemeyen  her renkte  ama  bembeyaz bir ışık  her tarafımı  sarmıştı , silüetler  hissediyordum  ve  ben  artık  her şeyi  geride  bıraktığımın  farkında  ama  mutlu  gidiyordum .  Sonra  yanımda ki  ses  ‘oğlun  ‘dedi  ve  ‘geri dönmen gerekiyor ,  daha  vaktin  dolmadı , zamanı  gelince  tekrar  görüşeceğiz ‘  dedi.  Ben  ise  önce gitmek  istemedim  ancak  bir  anda  dünyaya  ait  bir  duyguyu  ‘  özlem ‘  duygusunu  hissettim.  O da  ‘ oğlum ve kızım’ dı. Birdenbire  korkunç  bir  şekilde   hızla  bedenime  geri  döndüğümü  ve  acı  içinde  bağırdığımı  hatırlıyorum.  Sonradan  anlatılanlardan  bana  elektro şok da  dahil  bir  dizi  işlem  yapıldığını  ancak  geri  dönmediğimi   ancak  son  bir  kez  daha  adrenalin  ve  şokla  nihayet  geri  geldiğimi  öğrendim.  Bu  olaydan  sonra  yaklaşık  5  gün  yoğun  bakımda  yattım.  Normal  odaya  geçtiğimde  beni  ziyarete  gelen  o günkü  hemşirelerle  konuştum.  Kendileri  anlattıklarıma  inanamadılar  ancak  kalbimin  duruğu  dakikalarda  duymamın  imkansız  olduğu  üstelik  tıbbi  terimlerle  beraber  anlattığımda  bunun  bir  mucize  olduğunu  söylediler.  Doktorum da  kurtuluş  tarihimin  ikinci  doğum  günüm  olarak  kabul  etmemi  ,  hayata  hoş  geldiğimi  söylediğinde  ne  kadar  ciddi  bir  deneyim  geçirdiğimi  anladım.

Sonuçta  kurtulmuştum  ve  doğuştan  kalp  hastası  olduğumu  öğrenmiştim.  Kalbin  yüzeyinde  yer  alan  LAD  ana damarımın   4 cm  lik  bölümünün  kalp  kası  içerisinde  gömülü  kaldığını  ve  tıkalı  olduğunu  öğrenmiştim.  Son  bir  yıldır  ise  ilaçlarımı  düzenli  kullanmama  rağmen  a ritmi  oluştu. Yani  gün  içerisinde  düzensiz  kalp  atışlarına  sahibim.  İlaçlarımı  yine de  düzenli  alıyor  yaşam  şeklime  , yediklerime,  uykularıma  dikkat  ediyorum.  Geçtiğimiz  Mayıs  ayında  ise  ameliyat  şansımı  yitirdiğimi, ameliyat  olmak  istersem  bile bunun  intihardan  farksız  olacağını  öğrendim. Kalbim  böyle  bir  operasyonu  kaldırmazmış.  Ama  olsun  ben  yine de  mutluyum  bir kere  ölümü  tattım  inşaallah  ömrüm  uzun  olsun. İşte  bu  yüzden  kötü  insanları  ve  kötülükleri  anlayamıyorum.  Gelip  geçen  şu  dünyada  sevgi  en  güzel  şey , hayat  sevgiyle  güzel.  Ben  diyorum  ki  ruh  ölümsüz  ama  bir  tane  ömrümüz  var.  Mutlu  olmaya  çalışarak  bu  bir tek  ömrümüzü  yaşayalım,  kimseyi  kırmayalım,  üzmeyelim , dünyalık  için  kavga  etmeyelim.     Hepinizi   ÇOK  SEVİYORUM   hoşçakalın , huzurla  kalın….

NUR  AÇAN