Şu an ülke gündeminde olan bir konu var. Dershaneler kapatılmalı mı? Yoksa mevcut düzene devam edilmeli mi? tartışmasına kendi fikirlerim ve araştırmalarımla naçizane yorumlarımı katmak istiyorum. Herkesin ellerini vicdanlarına koyup aklı selim bir şekilde düşünmelerini de tavsiye etmek istiyorum. Kendi düşüncemi de yazımın başında belirterek nedenlerini sonradan açıklayacağım. EVET dershaneler kapatılmalıdır.
Bunu çocuklarımızın ellerinden aldığımız hayatlarına , okul ile dershane arasına sıkıştırılan, bırakın sosyalleşmeyi kitap okumaya , hobilerini geliştirmeye hatta en doğal ve gerekli çocukluk ihtiyaçları olan oyun oynamaya dahi vakitleri olmayan çocuklarımıza borçluyuz.
Belli bir yaşın üzerinde olup da ulusal ve uluslararası platformlarda belli bir seviyeye ve makama gelenler sanki dershanelere gittikleri için mi o başarıları kazandılar. Tabi ki hayır.Yani yüzde kaçı sizce dershaneler sayesinde Başbakan , cumhurbaşkanı , doktor ya da bilim adamı oldular. Benim yaşlarımda olan bir çok insan da eminim ancak lise sonda üniversite sınavları öncesi dershanelere gitme imkanı bulabilmişlerdir. İmkan diyorum çünkü işin bir de maliyet boyutu vardı. Ben memur bir babanın kızı olduğum için ailemin o bir yıllık dershane ücretini öderken nelerden kıstıklarını ben biliyorum. Bir de çocuklarının gittikleri dershaneleri ballandırarak anlatan velilerin kaç tanesi dershaneye gitmiş onu da merak etmiyor değilim.
Hadi eskiden yani benim zamanımda çoğunlukla üniversite sınavları için dershanelere gidilirdi. Ya şimdi öyle mi ya ? Çocuklar ilkokulda bir başlıyorlar at yarışı misali lise sona kadar koşturuyorlar.Bu arada birbirleri ile yarış halinde olan çocuklara ise fikirlerini dahi soran yok. Ben şahsım adına iki nedenle oğlumu dershaneye yollamadım. İlk neden okuldaki derslerine yeterince çalışırsa başaracağına olan inancım ikincisi ise maddi nedenler. Oğlumu dershaneye yollamadım da ne oldu ? Ne olacak okumadı mı ? elbette okudu , hemde hiç zayıf not getirmeden , oyunlarını da oynayarak , kitap okuyarak , sokakta koşturup terleyerek , üstünü başını kirleterek yani çocuk gibi , olması gerektiği gibi hem okudu hem de çocukluğunu yaşadı. Şu an oğlum Antalya’da uluslararası ilişkiler okuyor.
Gözden kaçırılan bence en önemli husus, eski öğretmenlerimizin eğitim aşkıçocukları destekleyen, rol model olan ,öğretmek için çaba harcayıp hayatını öğrencilerine ve eğitime adayan bundan da yakınmayan eli öpülesi öğretmenlerimiz..Bir de bugün 3 ay tatil yapıp,yarım gün çalışan, aldığı maaşı beğenmeyip devamlı bundan yakınan öğretmenlerimiz. Eskiden öğretmen olmak bu kadar cazip değilken , bugün bu kadar popüler olmasının nedeni bu zaten. Hiçbir işte bu kadar maaşlı tatil yapamazsınız ve yarım gün çalışarak bu parayı alamazsınız.
Dershaneler kapanamaz, eğitim merdiven altına iner diye feryat edenlere ve dershane sahiplerine sormak istiyorum; amacınız gerçekten sadece eğitime sahip çıkmak mı,kapanan para musluklarını açmak mı ? Dershanelerde eğitim veren öğretmenler farklı bir eğitim alarak mı veya farklı üniversitelerden mezun olarak mı eğitim hayatına atılıyorlar ? Tam tersine dershane öğretmenlerinin çoğu ya formasyon alamayan ya da atanamayan öğretmenlerden oluşmaktadır ki burada daha iyi bir eğitimden bahsetmek imkansızdır. Kaldı ki , eğitim sadece sınav ve testlerden ibaret değildir., talim ve terbiyeyi de kapsamaktadır. Sonuçta dershanelerde , özel okullarda veya devlet okullarında eğitim veren öğretmenlerin hepsi aynı eğitimi almaktadır. O zaman eğitimdeki farklılığı başka bir yerde aramak gerek. Aksini savunanlar ve eğitim aşkı ile yanıp tutuşan dershane sahipleri o zaman devletten belli bir bütçe alarak eğitimlerini devam ettirsinler ve dershaneler parasız olsun , tüm öğrenciler faydalansın. Aileler de sıkışarak , fedakarlık yaparak, bir yerlerden kısarak zora girmesinler. Dershaneye ayrılan parayı da çocuklarının gelişimine , beslenmesine , sağlığına, geleceklerine yatırsınlar.
Devletin görevlerinden biri de çocuklara eşit eğitim hakkı tanımaktır. Şu an da hükümetimizin de yapmaya çalıştığı budur. Evet dershaneler kapatılmalıdır , bunu kendimizi değil çocuklarımızı düşünerek desteklemeliyiz.
Nur Açan